Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Kültürlerarası İletişim Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KİM) tarafından “Geleneksel Türk Mutfağı ve Kültürlerarası İletişim Çalıştayı” düzenlendi.
Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Konferans Salonunda 26 Aralık Perşembe günü saat 14:00’da düzenlenen konferansa, ÇÜ İletişim Fakültesi Dekanı ve KİM Müdürü Prof. Dr. Muzaffer Sümbül, Adana İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünden Araştırmacı Aşiret Boran, Halk Bilim Uzmanı Nihal Kadıoğlu Çevik, Güzel Sanatlar Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdinç Ballı, ÇÜ İletişim Fakültesi İletişim Bilimleri Bölümü Kültürlerarası İletişim Ana bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yunus Emre Çekici ve izleyiciler katıldı.
KİM Müdürü Prof. Dr. Muzaffer Sümbül’ün kısa bir açılış konuşması ve konuklarını selamlamasının ardından, yine Prof. Dr. Muzaffer Sümbül’ün moderatörlüğünü üstlendiği çalıştay faaliyetlerine başlandı.
İlk sözü alan Aşiret Boran, ilk saha çalışmasını yaptığı il olması sebebiyle Adana’nın kendisi için çok ayrı bir yeri olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Adana için mutfak ve gastronomi alanında söyleyecek çok şey var. Tarımda çok önemli bir yerde. Denize kıyısı olan bir şehir olması sebebiyle deniz lezzetleri ile direk ilişik bir bağı var. Bunun yanında tarihi İpekyolu’nun üzerinde ki bir şehir olmanın getirdiği zenginlikleri var. Bu üç özelliğin harmanlandığı konumda bulunması sebebiyle, Adana’nın gastronomi alanında bize söyleyeceği çok hikayesi olduğunu düşünüyorum.”
Sonrasında mikrofonu alan Aşiret Boran, Türkiye Seyahat Araştırmaları Birliğinin lezzetler ve seyahatler arasındaki ilişkiyi gösteren bir araştırmasına dikkat çekti.
Boran; “Bu araştırmaya göre turistleri %88’i gideceği yeri belirlerken arattığı 1. Kriter, ‘Burada ne yiyebiliriz’ oluyor. Antalya, Muğla ve Aydın gibi deniz turizminde marka olmuş şehirlerle rekabet edecek coğrafi bir avantaja sahip değiliz. O halde biz Adana olarak ne yapmalıyız diye sorduğumuzda, hiç şüphesiz gastronomi akla geliyor. Bu özelliğimizi kullanarak şehrimizi tanıtabilir ve turistlerin ilgisini çekebiliriz. İşte bu yüzden bizim yerel yönetimlerimiz ve valiliğimiz şehrimizi gastronomi alanında ön plana çıkartmaya yönelik çalışmalar yürütüyor. Lezzet festivalleri düzenliyor,” diye aktardı.
“Şehrimize ve ülkemize gastronomi alanında destek olmak için Lisans ve Yüksek Lisans programları açtık.”
2025 yılında açılması hedeflenen Güzel Sanatlar Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünün müjdesini veren Doç. Dr. Erdinç Ballı, birçok üniversitede gastronomi bölümünün olduğunu işaret ederek,” Bizim farklı hedeflerimiz var, açacağımız bölümün diğer üniversitelerde olan bölümlerin tekrarı olmasını istemiyoruz. Belki Adana’nın yöresel lezzetlerini ön plana çıkaran farklı dersler koyarak bir yandan ülkemizin gastronomisini öğretirken diğer yandan şehrimize özgü lezzetleri de ön plana çıkararak farklı ve güzel işler başarmayı hedefliyoruz,” diye belirtti.
“Bir kenti var eden orada oluşan kültürdür.”
Kültürümüzde var olan değerlerin ayakta durabilmesi için toplamda bir karşılık bulması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Yunus Emre Çekici, “Bir kenti var eden orada oluşan kültürdür. Bu kültür ile yeni nesil arasında bir bağ kuramazsanız o kültüründe yaşaması olası değildir. Bugün ki kültürel mutfağın ayakta durabilmesi için bu bağın kurulmasına ve insanlarımızın bir şekilde bunu hayatına katarak yaşatmasına bağlıdır. Bizim bu bağı kurmamız gerekiyor,” diye vurguladı.
Çalıştay, soru-cevap bölümü ve katılımcılara belgelerinin verilmesinin ardından toplu fotoğraf çekimleriyle çalışmalarını tamamladı.