Adana Valiliği tarafından yürütülen “Adana’nın İmajı: Doğru İletişim, Etik Habercilik ve Dezenformasyonla Mücadele Projesi” kapsamında düzenlenen seminerde konuşan Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Emre Çekici, yerel hikâyelerin toplumsal kimlik inşasındaki rolüne dikkat çekti. Doç. Dr. Çekici, “Bizi biz yapan şey; paylaştığımız tasalar, umutlar ve hikâyelerdir” diyerek, Adanalılık bilincinin ortak anlatılarla şekillendiğini söyledi.
Adana Müzesi toplantı salonunda gerçekleşen seminerin üçüncü gününde “Yerel Hikâyelerin Keşfi, Adana'nın Bilinmeyen Yönlerini Ön Plana Çıkaran Özel Haber Serileri” başlıklı sunumunu yapan Doç. Dr. Yunus Emre Çekici, hikâye anlatıcılığının yalnızca bir paylaşım biçimi olmadığını, aynı zamanda güçlü bir kimlik inşa aracı olduğunu vurguladı. “Eğer Adana hikâyelerinden bahsediyorsak, bu öyküler aracılığıyla Adanalı olmanın anlamını da yeniden keşfetmiş oluruz” dedi.
"Adanalı olmak sadece doğumla açıklanamaz"
Adanalı olmanın yalnızca coğrafi bir doğum bilgisiyle sınırlandırılamayacağını söyleyen Doç. Dr. Çekici, gerçek aidiyetin; yaşanmışlıklar, kolektif hafıza ve yerel anlatılarla inşa edildiğini belirtti. “Kimlik kartında ‘Adanalı’ yazması, bu şehre ruhen bağlı olduğunuzu göstermez. O aidiyet; acılarla, sevinçlerle ve anlatılarla yoğrulur” ifadelerini kullandı.
"Sıradan insanın sesi tarih kitaplarında yok"
Tarihin genellikle büyük liderler, komutanlar ve padişahlar üzerinden yazıldığını söyleyen Doç. Dr. Doç. Dr. Yunus Emre Çekici, asıl hikâyelerin halkın, yani ‘sıradan’ insanların yaşamlarında gizli olduğunu dile getirdi. “Savaşlar kazanılırken Mehmet Amca ne yapıyordu? Hikâyelerde neden onun sesi yok?” diye soran Çekici, bu boşluğun edebiyatçılar ve yerel anlatıcılar tarafından doldurulması gerektiğine dikkat çekti.
Brecht ve Nazım’la mesaj verdi
Konuşmasında Bertolt Brecht’in şiirlerinden alıntılar yapan Doç. Dr. Yunus Emre Çekici, “Biz Çin Seddi’nin yapıldığını biliyoruz ama onu kimin yaptığını bilmiyoruz. Asıl hikâye orada saklı,” diyerek anlatının yönünü değiştiren detayların önemine değindi. Etkileyici konuşmasını ise Nazım Hikmet’in dizeleriyle başlatıp, yine onun şiirleriyle sonlandırarak büyük alkış aldı.
“Ve Hayaller Gerçek Oldu”: Bir üniversitenin öyküsü
Sunumda, Çukurova Üniversitesi’nin kuruluş sürecini anlatan “Ve Hayaller Gerçek Oldu” adlı kitabın hazırlık aşamasına da değinen Doç. Dr. Çekici, bir eğitim kurumunun nasıl büyük fedakârlıklarla kurulduğunun bu eser sayesinde daha iyi anlaşıldığını kaydetti. Kitabın diğer yazarı olan İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muzaffer Sümbül de sunuma eşlik ederek, öğrencilerin dahi harçlıklarını bağışladığı örneklerle süreci aktardı.
Gençlere çağrı: Hikâyelere sahip çıkın
Yerel anlatıların kültürel hafıza ve toplumsal aidiyet açısından taşıdığı önemi vurgulayan Doç. Dr. Yunus Emre Çekici, özellikle genç kuşakların bu hikâyelere sahip çıkmasının, Adana kimliğinin gelecek nesillere aktarılması açısından hayati olduğunu söyledi. “Bu hikâyeleri sadece anlatmakla kalmamalı, aynı zamanda yaşatmalı ve gelecek kuşaklara taşımalıyız” ifadelerine yer verdi.
Sunumun ardından Adana Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Kamil Eskimez tarafından Doç. Dr. Yunus Emre Çekici’ye teşekkür belgesi takdim edildi. Program sonunda ise gazeteciler ve katılımcılarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirildi.